Makale, Yazı ve İncelemeler

Siyah Zeminli Albüm mü? Yoksa Beyaz Zeminli Albüm mü?

Pul albümü satın alırken tercihin siyah zeminli albümden yana mı, yoksa beyaz zeminli albümden yana mı kullanılması gerektiği çok fazla dile getirilmiyorsa da, üzerinde konuşulması gereken konulardan biridir. Burada önemli olan görsellikten öte, özellikle damgasız pulların korunması ve saklanması açısından hangi albümün daha sağlıklı olduğunun belirlenmesidir.

Siyah albümler sağladığı kontrasttan ötürü pulu çok şık gösterir, albenisi oldukça yüksektir. Fakat damgasız pulların uzun vadede siyah zeminli albümlere yapıştığı ya da pulun zamkına siyah sayfalardan lekelerin sirayet ettiği görülebilmektedir. Bu talihsiz durumu yaşamış ve bundan ötürü mağdur olmuş koleksiyonerler vardır. Ancak bu durumun pul albümünün iyi korunmamış olmasından mı, nemli bir ülkede yaşıyor olmamızdan mı, yoksa albümün kendisinden mi kaynaklandığının değerlendirilmesi gerekiyor.

Albümlerin iyi korunmamasından kasıt, havalandırılmamış olması veya özensizce üst üste yığılması olabilir. Lâkin bir pul durduk yerde bozuluyorsa bunun sebebinin pul albümü değil, çevresel faktörler olduğunu söylememiz gerekir. Aşırı soğuk, aşırı sıcak ve bilhassa nem seviyesi pulu bozan faktörlerin başında gelir. ABD Ulusal Posta Müzesi’nin ‘pulları bozan 10 etken’ başlıklı tanımlamasında [1], pullar için ideal sıcaklığın 18-22 santigrat derece, nem seviyesinin ise %35-%55 aralığında olması gerektiği ifade edilmektedir. Eğer nemli bir coğrafyada yaşıyorsak, nemin ve buna ilâveten sıcaklık seviyesindeki aşırı değişkenliklerin pulları etkilememesi için oda sıcaklığının ve oda nem seviyesinin doğru ayarlanması gerekmektedir. Lâkin bu ayarı tutturmak çok da kolay bir şey değil muhakkak. Şu hâlde pula gelebilecek hasarı engellemek için doğru koruma yönteminin seçilmesi gerekmektedir; yani doğru albüm seçimi ve pulu havidlemek gibi.

Yabancı filateli forum sitelerine baktığımızda koleksiyonerlerin çok az bir kısmının siyah zeminli albümlerden şikâyetçi olduğunu görmekteyiz ama siyah zeminli pul albümünü tercih edenlerin çoğunun damgalı pul koleksiyonu yaptığını da belirtmemiz gerekiyor. Dikkatimizi çeken bir başka husus da yabancı pul tüccarlarının beyaz zeminli pul albümlerini tercih ediyor olmaları; koleksiyonerlerin ise bu durumu, pul tüccarların pullardaki dantel vb. sorunların görülmemesi için tercih ettikleri bir yöntem olarak değerlendiriyor olmalarıydı. Bizce bu anlamlı bir eleştiri değil, neticede pulu satın alan kişi bu pulları kendi albümüne dizerken zaten o kusurları görecektir. Yabancı memleketlerdeki pul tüccarlarının stok defteri olarak beyaz zeminli albümleri seçmesinin sebebini buna bağlamak veya bu albümlerin siyahlara oranla fiyatının düşük olmasına bağlamak mantıklı bir bakış açısı değil. Tüccarın elindeki ana sermayeyi ucuz yola kaçarak saklayacağını düşünmek ise hiç tutarlı değil bizce. Meseleyi bu noktaya taşımamızın sebebi yurt dışındaki koleksiyonerlerin ve pul tüccarlarının albüm tercihlerini anlamaya çalışmaktı.

Ülkemizdeki tanıdığımız koleksiyonerlere de tercihlerini sorduk ve aldığımız yanıt başta söylediğimizle aynıydı yani genel kanaat siyah zeminli albümlerin pulun zamkına hasar verdiği yönündedir. Eğer bu görüş doğruysa ki tecrübeler ve genel tercih bunu gösteriyor, sıcaklık ve nem koşullarına bağlı olarak siyah zeminli albümler risk unsuru taşımaktadırlar.

Şu durumda doğru tercihin beyaz albümden yana olması gerektiğini söylemek istiyoruz. Eğer siyah zeminli albüm kullanılacaksa pulların havidlenmesi; havid kullanılmayacaksa nemli coğrafyalarda beyaz zeminli pul albümlerinin tercih edilmesi uygun olacaktır. Lâkin beyaz zeminli pul albümü kullanılsa bile pulu garantiye almanın yolu haviddir. En azından kıymetli pulların havidlenmesi en doğru usûldür.  

Siyah zeminli albümlerde yaşanan ikinci bir sıkıntı da pulları içine yerleştirdiğimiz şeffaf pul şeritlerinin zamanla albümden atmasıdır. Yeni koleksiyonerler için ne kastettiğimizi biraz daha ayrıntılı bir şekilde açıklamak gerekirse: Bilindiği üzere pul abümlerinde sıra sıra pul dizme şeritleri yer alır. Bu şeritlerin alt kısımları sayfaya yapışıktır ki pulu bir cep gibi içinde barındırsın, işte bu yapışkan kısımlar siyah albümlerde zamanla gevşer ve atar, böyle olunca şeridin içindeki pul hâlâ yapışkanlığını koruyan bu kısmın içine kaçar, bu durum yaşandığında o pul artık muhtemelen ölmüştür. Çünkü pulun üst kısmı şeffaf şeridin yapışkanlığını koruyan kısmına yapışmış, pulun zamklı olan arka kısmı da defterin hâlâ yapışkanlığını koruyan zemin kısmına yapışmıştır. Sol panelde yer alan görselde bu durum izlenebilir.

Siyah defterlerde şeffaf pul bantlarının atmasının temel sebebi şudur: Albümün yapısı gereği sayfalar kağıt bazlı, şeritler ise plastik bazlıdır. Zararlı bileşenleri ayrıştırılmış olsa bile neticede biri kağıt diğeri plastiktir ve plastik mamûl kağıt mamûle yapıştırılmıştır. Plastiğin kâğıda tam kaynaşmasını sağlamak mümkün değildir. Siyah Albüm çok üst seviye kaliteli olsa bile (ki şunu biliyoruz en markalı firmaların ürünlerinde dahi kalite farklılaştırması var) bu plastik şerit eninde sonunda kağıttan atacaktır; kalitesine göre bu süre uzar veya kısalır. Sürenin kısalması iki sebebden kaynaklanır, birincisi kalite ikincisi nem. Fakat bu durum çok kaliteli olmasa bile standart bir beyaz albümde kolay kolay yaşanacak bir durum değildir.

Siyah albümlerde çok sık olmamakla beraber yaşanan üçüncü sıkıntı, bu albüm yapraklarının zamanla bükülmesidir. Bu durumu marka ile açıklamak mümkün değildir, çünkü en bilinen yaygın markalı albümlerde bile bu bükülme oluyor, diğer eleştirilerimizde olduğu gibi buna da bizzat şahidiz. Fakat en iyi markaların dahi kalite farklılaştırması olduğunu tekrar belirtmek istiyoruz. Aslında bu süreci de ortaya çıkartan veya hızlandıran yine nem ve uygun olmayan sıcaklık seviyesidir.

Albüm yaprağı bükülünce dış bükeyde kalan şeritler gerilir, iç bükeyde kalan şeritler gevşer. Sayfaların bükülmesi neticesinde, dış bükeydeki şeritler gerildiği için pulların bu kısma dizilmesi çok zorlaşır, iç bükeydeki şeritler ise gevşediği için albümü masaya koyup sayfalarını açtığınız anda bu kısımdaki pulların şeritlerden döküldüğünü görürsünüz. Bu dökülme hem keyfinizi kaçırır hem de gözünüzden kaçarsa sayfayı kapatırken pulun katlanıp bozulmasına yol açabilir. Siyah pul albümlerinin sayfalarının bükülmesi, o albümün imâlatında fırınlamanın yapılmamış veya iyi yapılmamış olmasından kaynaklanır.

Entesandır ki bu anlatılanların hiç biri beyaz zeminli albümlerde kolay kolay rastlanacak bir durum değildir. Beyaz zeminli albümlerde pulların albüme yapışması ancak çok kötü kullanımdan kaynaklanır, sayfaların bükülmesi neredeyse hiç rastlanmayan bir durumdur, şeritlerin atması 25-30 yıllık albümlerde belki görülebilir. Beyaz zeminli albümlerde bant atsa bile zamk tamamen kurumuş olduğu için atar ki, bu durum pulun o kısma yapışma ihtimalini doğurmaz. Netice olarak iyi korunmuş standart bir beyaz zeminli pul albümünde siyah albümlerde yaşanan bu sıkıntılar yaşanmıyor. Ancak beyaz albümlerde eğer iyi korunmazsa nemden ötürü sandık lekesine benzer sarı lekeler ortaya çıkabiliyor. Bu durum beyaz albümde yaşanabilecek en tehlikeli durumdur. Siyah albümdeki en tehlikeli durum zeminin siyahlığının zamka sirayet etmesi veya pulun albüme yapışmasıdır.

Sözün özü, siyah zeminli albümler hem dış ciltleri hem de görünümleri itibariyle çok şıktır, zemin siyah olduğu için pulu fevkalâde güzel gösterir, fiyatı da beyaz zeminli albümlere oranla çok daha yüksektir. Fakat taşıdığı riskler vardır, bu riskler beyaz zeminli albümlerde sıfıra yakın iken, siyah zeminli albümlerde, bir oran vermek mümkün olmasa da, sıfırın haylice üzerindedir. Albümün bozulma riski varsa pullarımız için de risk var demektir. Peki siyah albüm almayalım mı? Alınır, niye alınmasın? Fakat pullar havidlenmeden bu albümlere konulmamalıdır. Ayrıca fizikî bozulmalar ortaya çıkınca bu albümlerin değiştirilmesi gerekir.

Aslında bu işin özü haviddir. Havidlenmeyen pullar daima risk altındadır. Lâkin her pulu havidlememiz mümkün olmayabilir, çünkü çoğu pul havidden daha ucuzdur. Havidlenmeyen pullar için en uygun koruma beyaz zeminli albümlerdir.

Biz sadece siyah albümlerin taşıdığı, tecrübe edilmiş risklerine temas ettik, eğer siyah albüm alınacaksa en iyi markaların en yüksek standartlı olanlarının alınması gerektiğini vurgulamak istedik ve “siyah zeminli albüm mü? yoksa beyaz zeminli albüm mü?” sorusuna bizim vereceğimiz cevabın ya da bizim tercihimizin beyazdan yana olduğunu ifade etmek istedik.

Albümlerde havid kullanımını konusunu görsellik açısından değerlendirmek gerekirse, siyah zeminli albümlerde şeffaf havidlerin daha şık durduğunu, beyaz zeminli albümlerde ise siyah havidin daha iyi görsellik sağladığını söyleyebiliriz. Bu tercih tabiî ki koleksiyonerin zevkiyle alakalı bir durumdur. Beyaz zeminli albümlerde siyah havid pula siyah çerçeve oluşturduğu için görsellik biraz daha vurgulanmış olur. Siyah zeminli albümlerde zemin zaten siyah olduğu için şeffaf havid, siyah zeminin sağladığı kontrastı bozmadan pulu yansıtır.

Albümleri değerlendirdik karar size ait. Şimdi bir başka konuyu ele almak istiyoruz. Filateliste sunulan tek alternatif siyah veya beyaz zeminli albümler mi? Tabii ki değil. İki alternatif daha var. Bunlardan biri pul dizme bantları, diğeri ise standart albüm yapraklarıdır. Pul dizme bantları çeşitli şerit ebatlarına göre hazırlanmış bir yapıya sahiptir. Aynı zamanda havid özelliği taşıdığından ek bir masraftan da kurtarır. Lâkin şerit aralıkları her sayfa için belirli ölçülerde olduğu için farklı ebatlardaki pulların bu albümlerde sergilenmesi imkânsız hâle gelir. Daha çok stok pullar için uygun olduğunu düşünüyoruz. Fiyat olarak kaliteli bir albümle hemen hemen aynı fiyata denk gelse de pul dizme bantlarını içinde barındıracağımız halkalı dış kasetleri 32 yapraklı bir albüm fiyatına denk geldiği için maliyeti ikiye katlar. Parasal boyutunu önemsemesek bile pulların sergilenmesini çok zorlaştıran bir yapıya sahiptir. Ayrıca elektrikli bir yapıya sahip olduğundan zamanla şeritlerin içi toz ve kir tutup çok çirkin bir görünüme yol açacaktır (Farklı ebatlara ilişkin cetvel ölçüleri yazının en sonunda ek olarak verilmiştir).

Bir diğer alternatif standart albüm yapraklarıdır. Bu albüm yapraklarında beyaz zemin üzerine her pulun konulacağı yer baştan belirlenmiştir. Belirlemiş yerlere pulların resmi basılıdır ve üzerlerinde, aralayıp pulu içine yerleştireceğiniz havidler fabrikasyon usulle yapıştırılmıştır. koleksiyonerin yapacağı tek şey pulu ait olduğu yere koymaktır. Görünüm olarak çok şıktır. Güzel bir yapı sunmakla beraber, standartlığı can sıkıcı olabilir, bu tamamen tercih meselesidir. Ayrıca hem yaprak maliyetleri hem de klasör ve dış kaset maliyeti çok yüksektir. Bu albüm yaprakları her yıl için ayrı ayrı set hâlinde basılır. Yıllık yaprak setleri 40 Eu ile 60 Eu arasında değişmektedir. Örneğin 1924’den 2020’ye tüm yılların albüm yapraklarını satın almaya kalksak, halkalı klasörü ve dış kasetleriyle birlikte hesapladığımızda, sadece albüm için yaklaşık 5.000 Eu bir maliyet çıkartır.

Bu durum iktisattaki ürün farklılaştırması ve üretici rantı adı verilen konulara güzel bir örnek teşkil eder. Ürün farklılaştırması, bir ürünün bir veya birkaç özelliğini değiştirerek fiyat farklılığı oluşturmaktır. Üretici rantı ise bir ürüne daha yüksek fiyat vermeye razı olan kimselere, ürün farklılaştırmasına giderek oluşturduğu yeni ürünü, piyasada aynı işlevi gören benzer tipteki ürünlerin fiyatının üzerinde bir fiyattan satıp buradan bir avantaj elde etmek, rant oluşturmaktır. Örneğin ben zengin bir kişiyim ve pul albümüne 2.000 lira bile verebilirim ama piyasadaki standart pul albümü 300 lira. Eğer ürün farklılaştırılması yoksa ve ben bu 300 liralık albümü satın alırsam, ödemeye razı geldiğim bedel ile ödediğim bedel arasındaki fark olan 1.700 Lira benim cebime kalır. Fakat üretici bu farkın tüketicinin cebine kalmasına izin vermez ve hem 300 lira ödeyebilecek olana, hem de 2.000 lira ödemeye razı gelene uygun ürün üretir. Böylece o fiyatı ödemeye razı olanın ‘razı olduğu bedeli’ tüketicinden kendisine aktarır. Bu da üreticinin rantıdır. Bu örnekte üretici rantı 1.700 Liradır.

Son söz: Havid pulu korumanın bilinen en iyi yöntemidir.

________________________________

[1] https://postalmuseum.si.edu/collections/preservation/agents-of-deterioration.html (Erişim tarihi: 26/01/2021)

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.